20 Nisan 2017 Perşembe

Salih Sefa Yazar (1934 - 19. 01. 2000)

1934 yılında Osmaniye'nin Zorkun Yaylasında doğdu. Zorkun'un o yıllarındaki feci soğukları ve çam oluklarından akan buz gibi suların şırıltıları ile yoğrulup şekillendi. Müftü Mustafa Yazar'la Ayşe Yazar'ın son çocuğuydu. Değerli bir ilim adamı olan babasının gözetiminde, yedi yaşından itibaren başladığı eğitim, insan ve İslam sevgisiyle devam etti. İlkokula başlamadan hatim indirerek Kur'an'ı okumayı öğrendi. 1941 'de, o zamanlar adı Yedi Kanunisani olan, 7 Ocak İlkokulu'na başladı. İlkokuldan sonra üç yıl medrese eğitimi gördü. Osmaniye Ortaokulu'nda okudu. İlk şiirini 1952'de ortaokulda iken yazdı. Adana Erkek Lisesi'nde başlayan lise eğitimini, İskenderun Lisesi'nde tamamladı. 1957'de kaydolduğu İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden 1962'de mezun oldu.

Farklı şehirlerde idarecilik ve öğretmenlik yaptı. İyi bir öğretmendi, öğrencilerini edebiyat dersinden korkutmadı; aksine çok sevdirdi. “Hocaların hocası” namıyla tanındı.

Nüktedan, hazır cevap kişiliğiyle, yer yer Osmaniye'nin Hoca Nasrettin'i oldu. Aynı zamanda Osmaniye'nin Karacaoğlan'ıydı: “Oy Zeki'm” diye inlemişti. Köroğlu edası vardı: “Korkaklığı bilmez hiç tanımazsın / Sen ey Gavurdağlım, Osmaniyelim” narasını kopardı.

1996 yılında Güneysu Yayınları arasında çıkmış Kan Değil Ter,  tek eseri.

19 Ocak 2000 yılında terk-i dünya diyerek Hakkın rahmetine yürüdü.

SAADET

Bu yıl başka türlü geldi sonbahar
Ne sular bulandı ne yeller esti
Bahçelerde bastı kahkahayı nar
Pınarın başında dopdolu testi.

Her şey eteğimde ellerimde bak
Cennet sefasını dünyada gördüm
Bir insan bu kadar mest olur ancak
Kışı bahar ile kol kola gördüm

YILLAR VE BEN

Nasılda çabuk geçti yıllar
Geçmez sandığım…
Bir zamanlar tırısa geçtiğin
Yollar…
Bu yollar mıydı?

Alırdın atardın
Koşardın tutardın
Yeri göğü birbirine katardın
Kaldırılmaz taşları kaldıran kollar
Bu kollar mıydı?

Nodu sana noldu?
Dallarını kimler kırdı?
Ne çabuk sarardı, ne çabuk soldu?
Koklamaya kıyamadığın güller
Bu güller miydi?


Ahmet Neşet Dinçer (1930 - 22. 05.1997)


1930 yılında Osmaniye’de doğdu. İlk ve ortaöğrenimini memleketinde tamamladı. 1951 yılında Bursa’da Askeri Personel Okulu’na girdi ve buradan mezun olduktan sonra askerlik şube başkanı olarak Anadolu’nun dört bir yanında görev yaptı. 1982 yılında kıdemli albay olarak emekli oldu.

1985 yılında çevresine topladığı bir avuç edebiyat sevdalısıyla Güneysu dergisini çıkardı. Gönül adamlığını edebiyatçılığının önünde tuttu. Osmaniye sevdalısıydı; Osmaniye Kültür ve Turizm Derneğini kurmuş, Osmaniye’nin tanıtımı için on beş yıl kadar bu derneğin başkanlık görevini yürüttü. 22 Mayıs 1997’de edebi âlemden ebedi âleme göçtü.

Eserleri
Şiir: Askere Giderken, Sevdadan Yana, Asker Ocağı, Güz Yağmuru ve Gönül Harmanı.
Araştırma: Rahime Hatun ve Zorkun.


OSMANİYE ÖZLEMİ

Sana özlemimi anlatmak için
Olsaydım bir kırık saz Osmaniye
İçimde kabaran hisleri zira
İfade edemez söz Osmaniye

Sende gülüş başka bakış başkadır
Sende oya başka nakış başkadır
Sende bahar başka güz kış başkadır
Zorkun’unda hoştur yaz Osmaniye

Aklımda gönlümde başımdasın sen
Ekmeğim suyumda aşımdasın sen
Uzakta olsan da karşımdasın sen
Sensiz senle olmak haz Osmaniye

Tüter de burnuma sıla kokusu
Kulağımda içli çağıldar bir su
Tanrım nedir beni saran bu duygu
Bağrımda var sanki köz Osmaniye

Yurdumda yabancı ildeyim sanki
Boynu bükük dertli güldeyim sanki
Özleminle kızgın çöldeyim sanki
Buna dayanır mı öz Osmaniye

Sarıp da kalbimi bir sevda gibi
Taht kurdun gönlümde bir Leyla gibi
Uzayıp gitmesin bir hülya gibi
Bitsin bu ayrılık tez Osmaniye

Bulvarda gezer mi öğrencilerin
Bu mevsim doldu mu gülle her yerin
Sevgin yüreğimde derindir derin
Ne kadar etsen de naz Osmaniye

Boğmaz âşıkları sevda ırmağı
Pek yakın görürmüş seven uzağı
Yaklaştı, yaklaştı kavuşma çağı
Belki bahar belki güz Osmaniye

Ekmeğime katık balıma kovan
Gönlümde esinsin damarımda kan
Söyleyemez insan sevmeden inan
Seni sevmek bana farz Osmaniye’m




Salih Sefa Yazar (1934 - 19. 01. 2000)

1934 yılında Osmaniye'nin Zorkun Yaylasında doğdu. Zorkun'un o yıllarındaki feci soğukları ve çam oluklarından akan buz gibi sula...